Yapay Zeka: Dost Musun, Düşman Mısın?

Yüzyıllar önce insanoğlunun hesap makinesi sevdası ile başlayan yapay zeka çalışmaları, günümüzde teknoloji devlerinin göğsünü gere gere anlattığı inovasyonlarda ya da Rusya’nın haritada bile olmayan şehirlerindeki yeraltı laboratuvarlarında devam ediyor. Şimdilik sadece bilim kurgu filmlerinde ya da son dönemde Westworld ve Black Mirror gibi yapımlarda yapay zekanın geleceğine dair sufleler verilse de halen birçoğumuzun zihninde konuyla ilgili koca bir sis perdesi hakim. Biz Siri ile muhabbet edip, akıllı televizyonumuz ile eğlenmeye devam ederken, geçtiğimiz haftalarda iki teknoloji milyarderi Elon Musk ve Mark Zuckerberg’in herkesin ortasında girdiği tartışma, bir anda yapay zeka gerçekleri hakkında algılarımızı açtı.

Dünyayı bekleyen en büyük tehlike yapay zeka mı?

Tesla ve SpaceX şirketlerinin CEO’su Elon Musk, National Governors Association’da ABD’li valilerle bir araya gelerek yapay zekanın medeniyetin varlığını tehdit edecek potansiyelde olduğunu ve çalışmaların proaktif olarak yeniden düzenlenmesi gerektiği iletti. Musk, konuyla ilgili sözlerine “Ben sürekli uyarıda bulunuyorum ama insanlar sokaklarda birilerini öldüren robotlar görmeden buna nasıl tepki vereceklerini bilmiyorlar, çünkü çok uçuk geliyor.” diyerek devam etti.

Şu ana kadar bu gibi pek çok uyarıda bulunan Musk, açıkça insanlığın yapay bir zekanın hakim olduğu bir ortamda, ikinci sınıf vatandaş olacağından endişe ediyor. Kafamızda daha iyi canlanması için Terminatör tipi bir robot ayaklanmasıyla karşı karşıya kalabileceğimizi söylemek yeterli.

Hangisi daha inanılır?

Musk’ın çizdiği karanlık tabloya karşılık olarak Facebook’un CEO’su Mark Zuckerberg, tüm bu uyarılara ‘oldukça sorumsuz’ sözleriyle cevap verdi.

Facebook üzerinden canlı yayın yapan Zuckerberg’e bir izleyiciden “Yakınlarda Elon Musk’la röportaj yaptım ve geleceğe dair en büyük korkusu yapay zekaydı. Yapay zeka hakkındaki düşünceleriniz nedir ve dünyayı nasıl etkileyebilir?” şeklinde bir soru geldi. Zuckerberg bu soruya; “Bu konuda çok net fikirlerim var. Konuya iyimser bakıyorum. Ve bence bunu inkar edip kıyamet senaryoları uyduran bu insanlar… Onları anlamıyorum. Bu çok negatif bir yaklaşım ve son derece sorumsuz bir düşünce şekli.” cümleleriyle ve pek de alışık olmadığımız bir tarzda cevap verdi.

Mark Zuckerberg, net bir şekilde yapay zekanın distopik bir dünya yaratmak yerine, hastalık teşhisi veya sürücüsüz araçlar gibi insan yaşamına daha faydalı uygulamalarla karşımıza çıkacağını öne sürdü. Zuckerberg’in iç rahatlatıcı bu açıklamasına bir gün sonra Elon Musk, Twitter üzerinden “Mark ile bu konu hakkında konuştum. Kendisinin bu konu hakkında bilgisi sınırlı.” sözleriyle karşılık vererek konuyu takip edenleri koca bir belirsizliğin ortasında bıraktı.

Tüm bu tartışmanın ardından yapay zeka hakkında birinin yanılıp diğerinin doğruları savunduğunu söylemek maalesef mümkün değil. Zaten bu Mark Zuckerberg ve Elon Musk’ın ilk sürtüşmesi de değil. Geçtiğimiz Eylül ayında SpaceX, Facebook’un Afrika’daki Free Basics projesi için kullanılacak bir internet sinyal uydusu fırlatacaktı. Ancak Falcon 9 roketi patlayınca, hem roket, hem de taşıdığı kargo yok oldu. Söz konusu kargonun içinde Facebook’un Afrika’nın kırsal bölgesine internet bağlantısı sağlamak için kullanmayı planladığı AMOS-6 uydusu vardı. İkili bu olayın ardından da bir polemiğe girmişti.

Kendi dilini üreten botlar

Devlerin teknoloji konusundaki aşkı devam ederken en son Facebook cephesinden bir haber gündeme düştü. Facebook’un Yapay Zeka Araştırmacıları, birbirleriyle anlaşma yapmak için otomatik olarak görevleri yerine getiren konuşma botları geliştirdi. Botlar, başlangıçta konuşma becerilerini arttırmak için yalnız bırakıldı. Araştırmacılar botların gelişimlerini gözlemlemek için geri döndüğünde, yapay zeka yazılımın normal konuşmadan sapmaya başladığını fark etti. Bu sapmalar incelendiğinde ise botların herhangi bir girdi olmadan yepyeni bir dil kullandıkları ortaya çıktı. Bu yeni dil, botlar arasındaki iletişimi kuvvetlendirse de kendileri için belirlenmiş görevi yerine getirmediğinden Facebook, projenin fişini çekti ve botları medeniyetin kara deliğine yolladı.

SpaceX ve Facebook’un başarısızlıklarını bir kenara bırakırsak yapay zekayla ilgili her gün yeni bir şaşırtıcı haberle karşılaşmak mümkün. Örneğin, senfoniler besteleyen, hit şarkılar yazan ya da ısmarlama soundtrack’ler üreten bir makine yaratılabilir. Ya da yeni bir ses ve video işleme programıyla var olmayan bir konuşma görüntüsü oluşturarak sahte haber bile üretilebilir. Bu noktada yapılabilecek tek şey elinize mutfaktaki oklavayı alarak iyimser tarafın haklı olmasını beklemek…

Digilogue