Sónar İstanbul 2020: AV Performansları

Digilogue’un desteği ile bu sene dördüncü edisyonu gerçekleşen Sónar İstanbul’un akılda kalan görsel-işitsel performanslarına yakından bakıyoruz!

Location

Zorlu PSM

Date

6-7 Mart 2020

Digilogue katkılarıyla düzenlenen müzik, yaratıcılık ve teknolojinin merkezi haline gelen Sónar İstanbul, çizgi dışı şovlara imza atan yeni medya sanatçılarını buluşturuyor. Yapay zeka, ses, görsel, karma gerçeklik ve performansa dayalı üretim süreçleri ile Sónar Hall ve Sónar Screen’de gösterilen performanslar yeni medya sanatının global temsilcilerinin İstanbul’daki ilk performanslığına ev sahipliği yaparken, Türk temsilcilerini sahiplenen kürasyonu ile de dikkat çekiyor.

Japon avant-garde sahnesinin önde gelen isimlerinden Hiroaki Umeda’nın dans performansı ve görsel – işitsel şovu, “Intensional Particle” vücutta saklanan gizli enerjinin ekrana aktarıldığı bir dans performansı. Ekrandaki çizgilerin hareketi, titreşimi, büyümesi ve etrafına yayılması Umeda’nın dansının bir yansıması. Yaratıcı teknolojiler alanında öne çıkan isimlerden Selçuk Artut ve Alp Tuğan‘ın kurduğu R.A.W, görsel-işitsel deneyimler sergileyerek doğaçlama kodlamaya yer veren bir müzik grubu. Ses ve görüntü ham maddelerini eş zamanlı programlayarak işleyen ikili, “R.A.W Live Coding” ile etkileşim tasarımı ve ses sanatları üzerine heyecan verici bir deneyim ortaya koyuyor. Klasik müziğin katı sınırlarını terk ederek John Cage gibi deneysel bestecilerin izinden giden Kelly Moran; klasik, elektronik, minimalist ve caz gibi birçok müzik türünü harmanlayarak deneysel besteler yapmaya yöneldi. Moran’ın performanslarında kullandığı piyanolar, enstrümanın tonunu değiştirmek için tellerin arasına yerleştirilmiş çeşitli objeler içermekte. “Grand Piano AV” ile ritimleri görsel bir şova dönüştüren Moran, alışılagelmişin dışında bir piyano deneyimi ortaya koyuyor.

Elektronik müzik çerçevesi içinde deneysel çalışmalara imza atan İngiliz sanatçı Darren Cunningham, “Actress” sahne adı altında Sónar Istanbul’da iki farklı performansa imza attı. Son projesi olan Actress’e paralel olarak çalışan ve yapay zekayı müzikal bir araç olarak kullanan Young Paint, kendi seslerini öğrenen ve yeniden yorumlayan özgün bir program. Sónar Hall’da yer alan performansı takiben, “Actress” Sónar Screen’de yerini alıyor. Ecem Dilan Köse ve Ahmet Ünveren’in performans birliktelikleri, RE.sole adı altında buluşuyor! Sónar Hall’de “The Skin” performansıyla karşımıza çıkan ikili, örtündüğümüz deri kavramını ve kendimize koyduğu sınırları irdeliyor.

Sónar İstanbul’un en dikkat çeken sahnesi “Sónar Screen” 24 metrelik yüksekliği ile tüm festival katılımcıların kesişim noktası.  

Sónar Cub’taki performansının ardından Sónar Screen’de setinin başına geçen İngiliz DJ ve yapımcı Max Copper, müzik türleri arasındaki sınırları ortadan kaldıran isimlerden. “Ambient” başlıklı canlı görsel-işitsel performansı ile yer alan Copper; elektronik müzik, görsel sanatlar, teknoloji ve bilim arasındaki kesişimi ele almaya odaklanıyor. Lalin Akalan, Chromas Korosu, Tolga Böyük, Amir Ahmadoghlu ve Ece Özalp tarafında ortaya konulan görsel – işitsel performans “Live Choir AV”, geleneksel koro performansının teknoloji desteği ile bir üst seviyeye taşınmasını işaret ediyor. Farklı mesleklerden koristlerin bir araya geldiği Chromas, Başak Doğan’ın şefliğinde çok sesli ve birbirinden farklı tarzda şarkıları söylüyor. Digilogue artistik direktörü ve Sónar +D İstanbul’un küratörü Lalin Akalan ise Live Choir AV’nin konsept ve kreatif direktörlüğünü üstleniyor. Ses tasarımını birçok global festivalde yer alan Tolga Böyük’ün yaptığı; koronun kostümlerini retro-futüristik tarzı ile Ece Özalp’ın hazırladığı; görsel tasarımını DECOL New Media Studio’nun kurucu ortağı ve sanat yönetmeni olan Amir Ahmadoghlu’nun üstlendiği Live Choir AV, tüm katılımcıların eşlik edebileceği bir performans alanı yaratıyor. Kanye West’in Pazar Ayinleri’nden ve Gospel müziğinden ilham alınarak tasarlanan performansa, gün doğumu ve batımını andıran mimimal görsellerin devasa LED ekrandaki iz düşümleri eşlik ediyor.  Kolektif üretimin ve teknolojinin konvensiyonel sanatlara olan altını çizen performans, bireyselleşen dünyanın unutulan değerlerinin altını çiziyor.

Yeni medya formlarını kullanarak, günümüz ile geleceğin ilişkisini sorgulayan Chronosphere, Balkan Karışman ve Burak Dirgen‘in görsel-işitsel alanda stüdyo ve canlı performans çalışmalarından meydana geliyor. “Zaman” terimini görülemeyen, duyulamayan, bilinemeyen bir hiçlik olarak tanımlayan Chronosphere, yarattığı görsel – işitsel şovda gerçeklik ile yanılsama arasında geçişler yaparak merak uyandırıyor. 16 Ekim’de Digilogue desteği ile Türkiye prömiyerini yapan İtalyan teknoloji ve sanat stüdyosu Fuse*, sağlık önlemlerinden doğan seyahat yasağından dolayı İstanbul’a gelemese de Multiverse performansı Sónar Istanbul’daydı! Gerçek zamanlı olarak üretilen bir dizi dijital resmin yaratılmasıyla ortaya çıkan Multiverse performansı, sonsuz paralel evrenlerin ebedi doğuşunu ve ölümünü temsil ediyor.

Alt-R&B ve pop tınılarına yer verdiği müzik performansıyla Sónar Screen’de yer alan Yang Jhaz, dinleyicileri ilhamın ve rüyaların sentezinde bir yolculuğa çıkardı. Ali Bozkurt ve Alptuğ Çavuş’un ortaklığından doğan Memorabilia, sınırları ve kapsamı belirsiz olan geçiş evreleri ve bölgelerinin çok boyutlu deneyimlerini arıyor. “Zero Sum” olarak adlandırdıkları performanslarındaki ses ve görüntü üretiminde kullanılan algoritmalar, çoğunlukla hücresel otomat olarak bilinen genetik evrim modellerine dayanıyor.

 

İlgili İçerik

Sonar Istanbul 2020

Müzik ve teknolojinin kusursuz uyumunu yansıtan Sónar Festival’in İstanbul edisyonu dördüncü senesinde Digilogue’un desteğini yine yanına alıyor. Digilogue’un Sónar’daki Ayak İzlerini Takip Edin! Daha Fazlası

Responsive image
Digilogue