OMM’un perspektifinden değişen müzecilik anlayışı

Digilogue’un desteğiyle düzenlenen Sonar +D Istanbul’a “Decentralization of the Museum Institution” başlıklı panelle katılan OMM Sergiler Direktörü Zeynep Birced ve etkinliklerinden sorumlu Umut Özcan, Lalin Akalan’ın moderatörlüğünde OMM’un klasik ve alışılagelmiş kavramlardan uzak müzecilik anlayışını tartıştı. Paylaşıma açık sanat anlayışının erişilebilirlik ve kapsayıcılık bağlamında ele alındığı panelde, müzeciliğin geleceği de değerlendirildi.  

Mimar ve iş insanı Erol Tabanca’nın koleksiyonundaki eserleri daha fazla insanla paylaşma ve memleketi Eskişehir’e bir armağan sunma arzusundan doğan OMM (Odunpazarı Modern Müze), henüz Eylül 2019’da kapılarını açmış olmasına rağmen müzecilik kavramına olan bakış açımızı kısa sürede değiştirdi. Eskişehir’i uluslararası bir sanat destinasyonu haline getirme ve herkese açık bir sanat platform olarak çoğulcu bir yaklaşımla olabildiğince çok kişiye ulaşma amacıyla kurulan OMM’un kapısı herkese açık.

OMM Sergiler Direktörü Zeynep Birced’e katı sınırlarla çizili müze algısını OMM ekibi olarak nasıl yıktıklarını sorduğumuz zaman, “Öncelikle yalın ve samimi bir dil kullanmaya dikkat ettik” cevabını veriyor ve ekliyor; “Temel bilgilendirmelerimizde herkesin rahatça anlayabileceği ama kendine has bir tarzı olan bir üslup benimsedik. Basitleşmekten ziyade sadeleşen, daha erişilebilir olma yönünde edinilen bir dil yaratmak istedik.” OMM’un en büyük amaçlarından biri de sanatı paylaşıma açık hale getirmek. “Aslında bir müzenin varoluş sebebi de bu değil mi zaten? Sanatın ve üretim sürecinin demokratikleşmesi ancak paylaşımla mümkün olabilir” diyen Birced, OMM bünyesindeki eserleri ve OMM platformunun ilgi alanındaki bütün faaliyetleri izleyici ile buluşturmaya son derece özen gösterdiklerinin altını çiziyor.

Günümüzde artık deneyim ve etkileşim ön planda. Çoğu kişi sanatı izlemek yerine onu deneyimlemeyi tercih ediyor. Çağdaş sanat müzelerinde de ziyaretçilere deneyim yaşatan, interaktif eserler dikkat çekiyor. İşte bu yüzden, “Gelişen teknolojiler, müzeciliğin geleceğini nasıl etkiliyor?” ve “Klasik müzecilik anlayışını nasıl bir değişim bekliyor?” gibi sorular, hepimizi meraklandırıyor. Bugüne kadar OMM’da iki farklı sanal gerçeklik enstalasyonunu sergilediklerini söyleyen Zeynep Birced, bu deneyimi yaşayan kişilerin “sanat müzesi nedir” algısında olumlu yönde bir değişim olduğunu belirtiyor.

Şu an yaşadığımız pandemi süreci de müze deneyiminin dijitale en iyi nasıl aktarılabileceğini tekrar gündeme getiriyor. Sanatseverler evlerinden müzeleri ziyaret ediyor ve müzelerin erişebildiği insan sayısı ve niteliği çok kapsamlı bir noktaya geliyor. Hareket kapasitesi sınırlı olan ya da görme engelli bir kişi de artık çağdaş sanat katılımcısı olabiliyor. “Sanatı deneyimleme biçimlerimizde kökten bir değişikliğe doğru gidiyoruz gibi görünüyor” diyen Zeynep Birced, tek bir duyu yerine bütün duyularımızla tecrübe edebileceğimiz “multi-sensorial” sanat anlayışına dikkat çekiyor. Sonar +D Istanbul’daki konuşmasında “multi-sensorial” eserlerin sergileneceği “Interactive Room” projesinin de müjdesini veren Birced, hepimizi geleceği şekillendiren yepyeni bir müze deneyimine davet ediyor.

Digilogue