“Force Field” başlıklı işleriyle Sonar İstanbul’da yer alan Dmitry Gelfand ve Evelina Domnitch, fiziği, kimyayı ve bilgisayar uzmanlığını esrarengiz buldukları felsefik öğretilerle duyumsal tutulmaların bıraktığı alanda birleştiriyorlar.
Şu anki buluşların akıbeti, özellikle de ses dalgaları ile ilgili fenomenler, sanatçıların algılama ve devamlılık gibi kavramlar üzerine düşünmelerine alan açıyor. Bu gibi gözlemler oldukça değerli, çünkü bugün ileri bilimin geldiği noktanın çağdaş düşünce sisteminin dayanağını oluşturduğu varsayılırsa, hala insan bilinçaltının kaydedilemez muhakemelerini kuşatamayacak olması gerçeği ortaya çıkıyor.
Kayıt altına alma ve sabit medya kullanımını hayatlarından çıkaran Domnitch ve Gelfand’ın enstelasyonları izleyicileri için her zaman dönüştürücü birer fenomen niteliğinde. Bu enstalasyonlar, başka bir medyum olmaksızın izleyicinin karşısında izlenmeye açık oldukları için izleyicinin duyumsal eşiğinin sınırlarını zorluyorlar. İzleyici deneyiminin bu denli hızlı olması, izleyicinin bilimsel buluş ve algısal genişliğin arasındaki hayali boşluğu aşmasına yardımcı oluyor.
Force Field’da akustik kaldırma kuvvetiyle havaya kalkan su damlaları parçalanıyor, buharlaşıyor ve kendilerini küreler, toroidler ve salınan çokgenlere dönüşmüş bir biçimde yeniden şekillendiriyorlar. 6 Nisan’da Sonar İstanbul’da gösterimde olacak performans, sesin, suyun tarif edilmez fizikselliğinin, göksel ve atomaltı varlıkların rotasyonel dinamiklerinin üç boyutluluğuna simultane bir biçimde dokunuyor.
Bu tip anlık edinimlere değer veren ve bu deneyimler için fırsat alanı yaratma peşinde koşan ikili, Drittes Physikalisches Institut (Goettingen University, Almanya), Institute of Advanced Sciences and Technologies (Nagoya), Ecole Polytechnique (Paris) ve European Space Agency gibi birçok bilimsel araştırma merkezi ile iş birliği yapmıştır. İkili, 2007 yılında Japonya Medya Sanatları Mükemmellik Ödülü’ne ve 5 kere Arts Electronica Onursal Özendirme Ödülü’ne layık görülmüşlerdir.
